Özet:
Moda Endüstrisi – Metaverse ve Sürdürülebilirlik
Yönetim danışmanlığı şirketi McKinsey 2020 yılında yaptığı bir analizde, hiçbir şey değişmezse dahi 2030 yılına kadar modanın yılda 2,7 milyar metrik ton karbon emisyonundan sorumlu olacağını öngördü. Bu nedenle sektörün ürettiğini ve kirlettiğini azaltması büyük önem taşımaktadır. Moda endüstrisi, tüm insanlığın karbon emisyonunun %10’unu üretir ve dünyanın en büyük ikinci su tüketicisidir
METAVERSE’ÜN MODA ve PERAKENDE SEKTÖRÜNE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KATKISI
Moda endüstrisi, çevre üzerindeki etkileri konusunda giderek daha fazla sorumluluk altına alınıyor. İklim değişikliği ve doğal kaynakların tükenmesi gibi endişe verici sorunlar, moda markalarını sürdürülebilirlik konusunda eyleme geçmeye itiyor. Markalar artık çevresel etkileri azaltma ve sürdürülebilir iş uygulamaları geliştirme zorunluluğunu daha fazla hissediyorlar.
Özellikle Y ve Z kuşağı tüketicileri, markalardan sadece ürünlerin kalitesini ve şıklığını değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik çabalarını görmeyi bekliyorlar. Global sorunlara, özellikle çevresel sorunlara karşı duyarlılık artıyor ve bu, markaları daha sorumlu bir tutum benimsemeye yönlendiriyor. Sonuç olarak, markaların, müşteri değerlerine uyum sağlama ve sürdürülebilirlikle ilgili somut adımlar atma zorunluluğu daha belirgin hale geliyor. Bu nedenle birçok marka, sürdürülebilir alışverişin önemli bir aracı olarak Sanal Mağazaları kullanmaya başlıyorlar. Bu yazıda, Sanal Mağazaların çevresel sürdürülebilirlik üzerindeki olumlu etkilerini inceleyeceğiz.
“Dijital moda” terimi onu biraz da oyun dünyasına aitmiş gibi hissettirse de oyun meraklısı olmayan biri bile dijital moda ile bir şekilde mutlaka karşılaşmıştır. İlk tanışma ne şekilde olursa olsun, dijital moda internetin başlangıcından beri var, ama yakın zamana kadar bu kadar geniş çapta duyulmadığı ise bir gerçek.
Son birkaç yıldır, artırılmış ve sanal gerçeklik teknolojileri ile dijital moda etrafında yeni fırsatlar ve tartışmalar açılırken pandemi süreci bu terimin kelime hazinemizdeki yerini daha da derinleştirdi. Bu süreçte moda ve diğer pek çok sektör geri adım atmak zorunda kaldığında, dijital moda savunucuları, dijital modanın teknolojinin gösterişli pazarlama hilelerinden veya CGI defilelerinden daha fazlası olduğu gerçeğini önemle vurguladı.
Dijital Moda ise bu fırsatı değerlendirerek, nerede ise tamamen “sürdürülebilir” bir hayal dünyasında, üretimden, kirlilikten, atıktan uzak giysiler ve uluslararası uçuşlar olmadan gerçekleştirilen defileler ile moda dünyasını canlı tutmayı hedefledi.
Bu noktada sektördeki herkesin merak ettiği, tekstil ve moda dünyasını yakından ilgilendiren bir soru karşımıza çıktı.
Metaverse ve dijital moda; insanlar, gezegen ve hayvanlar için daha mı iyi?
Sürdürülebilirlik planlarımız için hepimizin beklediği çözüm bu mu?
Sanal Mağazaların İş Dünyasına Sağladığı Sürdürülebilirlik Katkısı
Sanal mağazalar, tüketicilere markanın e-ticaret sitesi içinde yer alan 3D, 360 derece görsel bir deneyim sunarak, alışverişin dijitalleşmiş ve sürdürülebilir hale gelmesini mümkün kılar. Sanal mağazalar, metaverse’e girişin anahtarıdır ve bu bağlantılı 3D sanal dünya, tüketicilere kendi kişisel avatarları aracılığıyla gerçek zamanlı bir dijital çevre ile etkileşim kurma imkanı sunar.
Sanal mağazalar oluşturmanın iki temel yaklaşımı bulunmaktadır. Birincisi, mevcut fiziksel perakende mekanlarının 3D görüntülerini oluşturarak sanal mağazalar yaratmaktır. Diğeri ise sanal dünyada hayal edilen bir çevreyi dijital olarak oluşturarak sanal mağaza deneyimini sunmaktır. Bu format, kullanıcıların evlerinin rahatlığında favori mağazalarını ziyaret etme hissini yaşamalarını sağlar. Kullanıcılar, fiziksel mağaza ziyaretleri yerine metaverse alışveriş deneyimlerinitercih ettiğinde, markalar daha pozitif bir çevresel etki yaratmaya başlayabilirler.
Markaların Karbon Ayak İzini Azaltır
Yıllar içinde, birçok sektör, yenilikçi ve çekici sergiler aracılığıyla mağaza içi alışveriş deneyimini geliştirmiştir. Ancak, bu mağaza içi deneyimlerin çevresel bir maliyeti vardır.
Geleneksel fiziksel mağazalar, büyük miktarda karbon emisyonu üretme mücadelesiyle karşı karşıyadır. Birçok ışık ve kaynak gerektiren karmaşık sergilerin tanıtılması, karbon ayak izlerini artırabilir ve çevreye olumsuz etkiler yaratabilir.
Sanal mağazalar, markaların çevresel zararı azaltmalarına yardımcı olabilir. Bir marka sanal bir mağaza oluşturduğunda, çekici, güzel ve yenilikçi sergileri fiziksel olmaksızın sanal olarak tasarlayabilir. Ayrıca, daha fazla bölge sanal olarak hizmet edilebileceğinden daha az fiziksel perakende mağaza açmaları gerekir. Böylece karbon ayak izlerini ve üretim atıklarını en aza indirirler. Sanal mağazalar markalara müşterileri için yaratıcı ve çekici olma fırsatı sunarken, mümkün olduğunca sürdürülebilir kalmalarına yardımcı olur.
Tüketicilerin Karbon Ayak İzini Azaltır
Sanal mağazalar aynı zamanda tüketicilerin karbon ayak izini azaltmalarına da yardımcı olabilir. Fiziksel mağazaları ziyaret etmek için çoğu tüketici hala çevreye zarar veren ulaşım araçlarını kullanırlar. Ancak mağazalar metaverse’e taşındığında, tüketicilerin favori mağazalarını ziyaret etmek için bilgisayarlarına giriş yapmaları yeterlidi, araba veya toplu taşımayı kullanma zorunluluğu yoktur. Mağaza, parmaklarının ucundadır.
Perakende sektöründeki karbon emisyonlarının önemli bir kaynağı, kargo ve iadelerdir. Bir kişi bir ürün sipariş eder ve daha sonra bu ürünü iade ederse, ürünün mağazanın stoklarına geri dönmesi çevresel kirliliği artırır. Bir giyim ürününün bir tüketiciye çevrimiçi olarak ne kadar iyi uyduğu veya uymadığı, sonuç olarak çevreye olumsuz etkiler yaratır.
Ayrıca, çevrimiçi alışveriş, kullanıcıların bir üründen en çok hangi beden ve varyasyonunun hoşlarına gittiğine karar vermek için birden fazla beden ve varyasyon sipariş etmelerine sebep olur. Ücretsiz iadelerin vaadi ile istemedikleri ürünleri mağazaya geri göndermektedirler. Bu gibi uygulamalar, taşımacılığı artırarak çevreye olumsuz etki yapar.
Sanal mağazalar, kullanıcıların iadelerin sıklığını azaltmalarına yardımcı olacak araçlar geliştirmişlerdir. Daha kesin beden tabloları ve parçaları sanal olarak denemek için artırılmış gerçeklik kullanımı, iadelerin hacmini ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltır. Gelen ve giden gönderilerin sayısının azalmasıyla, sanal mağazaların alışverişçilerin karbon ayak izini düzeltmeleri için harika bir yol olur.
Tedarik Zincirinde Tasarruf Sağlar
Markalar, genellikle sattıklarından daha fazla envanter üretme sorunuyla karşılaşırlar. Fazla envanter olduğunda, markalar genellikle ürünleri indirimli mağazalara satma yolunu seçerler, bu da marka imajını etkiler. Ürünleri indirim yapmaktan kaçınmak için lüks markalar bazen ürünleri imha etme yoluna giderek felakete yol açmaktadırlar. Sürdürülebilirlik ekiplerinin bu uygulamaya son verme çabalarına rağmen, bitmiş ürünlerin imhası lüks moda endüstrisinde oldukça yaygındır. Konu ile ilgili bir makalede belirtildiği gibi
“Çevresel etkileri iş kararlarına yeni yeni dahil etmeye başlayan bir endüstride, kullanılmayan ürünleri imha etme pratiği uzun süredir markalar için bir norm olmuştur. Lüks markalar için, satılmamış ürünleri imha etmek aynı zamanda marka değerinin korunmasını sağlar. Bu sorun, çevrimiçi satışların artışıyla ilişkilendirilen ürün iadelerinin artmasıyla daha da kötüleşmiştir. İade edilen ürünlerin yeniden satılması zor olabilir çünkü birçok işletme gerekli altyapı veya teknolojik kapasiteye sahip değildir – bu ürünler kolayca çöpe gidebilir.”
Sanal mağazalar sayesinde, birçok marka ürünlerini fiziksel olarak üretmeden önce sanal olarak tasarlıyor ve sergiliyor. Markalar, ürün talepleri hakkında veri toplayabiliyor, sanal ürün ön siparişleri aracılığıyla ve yalnızca gereken kadar envanter üretebiliyor. Sonuç olarak, tedarik zincirinde büyük tasarruf sağlanmakta ve envanter imhası gibi zararlı uygulamalardan kaçınılabilmektedir.
Sonuç
Sürdürülebilirlik, artık sadece bir sektörün sorunu değil, iş dünyasının genel bir önceliğidir. Sanal mağazalar, tüm sektörler için sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada önemli bir adımdır. Sanal mağazalar, ürünleri fiziksel olarak üretmeden önce sanal olarak sergileyerek hem ürün geliştirme süreçlerini iyileştirir hem de fazla envanter sorununu azaltır. Bu, tedarik zincirlerinde tasarruf sağlar ve karbon ayak izlerini düşürür. Ayrıca, sanal mağazaların müşterilere daha kapsayıcı ve erişilebilir bir alışveriş deneyimi sunma potansiyeli vardır. Sürdürülebilirlik, iş dünyasının temel bir taahhüdüdür ve sanal mağazalar bu taahhüdün bir parçası olabilir.
ARİMARS HAKKINDA
Markalar için Özelleştirilmiş Metaverse Alışveriş platformu sunan Arimars , önde gelen markaların müşterileri, çalışanları ve bayileri için sanal dünya deneyimi yaşatmasını ve 3B dijital varlıklar ile etkileşime girmeyi ve bunların fiziksel olarak satılabilmesini sağlar. Özelleştirilmiş bu platformda, 3B sanal deneyimlerimiz markaların web sitelerinden kolayca ulaşılabilir. PC, mobil cihaz ve VR gözlük setleri ile çalışabilen ve herhangi bir uygulama indirmeye veya kurulum yapmaya gerek olmayan bu deneyimde aynı zamanda markalar verdiğimiz kontrol panel üzerinden de ortamdaki içerikleri güncelleyebilir. Stratejik ortağınız olarak Arimars, sanal dünyalar stratejinizi şekillendirmenize ve sanal dünyalar planınızın yürütülmesine yardımcı olur. Arimars’ın metaverse’de varlığınızı belirlemenize nasıl yardımcı olabileceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için bize ulaşın